
İsmail’in ifadesi noktasına ve virgülüne kadar bu şekilde!
“Cihan Harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz.”
Söz ve ifâde bu.
Zevat; Sütçü İmam ve Maraş’lıların verdiği mücadeleyi görmüyor.
Karayılan ve Antep’lilerin düşmanla mücadelesini yok sayıyor.
Urfa’nın şanına laf söylüyor.
Çukurovanın yüzlerce destansı zaferini görmemezlikten geliyor yada bilmiyor.
Kazım Karabekir Paşa ve Topal Osman’nın doğu harekatından bîhaber yada inkarcı.
Batı Cephesinin dünya tarihini değiştiren onurlu mücadelesine karşı en hafif deyimiyle inkarcı.
Kuvva-i Millyeçileri görmüyor,
İnönü Savaşlarını, Sakarya’yı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesini yok sayıyor.
Kurşun atılmadan ifâdesi ile şehit ve gazilere iftira ediyor.
Bu fikir ve düşüncenin menbağını da, ahlakını da biliyoruz.
‘Keşke Yunan kazansaydı’ diye hayıflanmaları ve Türk Milletine düşmanlıkları yeni değil.
İsmail’e soruyorum!
Sana göre Malazgirt önemli fakat Haçlı Seferlerinin berteraf edilmesi ve Miryokefalon Savaşı önemli değil mi?
Adam gibi şöyle.
Osmanlıyı her şeyi ile kabül ederken, Kuva-yi Milliye-ye ve Cumhuriyete düşmanlığının temelinde ne var?
İsmail; Bu kadar düşman olduğun Cumhuriyetin en temel kurumlarından TBMM’sinin en yüksek temsil noktasında bulunmaķ nasıl bir duyguydu?
Seni anlıyor ve yapmak istediğini biliyoruz.
Gündeme oturan Zehra Taşkesenlioğlu tartışmasını, gündemden düşürmek istiyorsun.
Yapma İstiklâl Harbine gölge düşüremezsin.
Bu hakkın ve haddin değil…
21