Oğuz Ok yazdı… Soylu da kabul etti: İşimiz Allah’a kaldı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Size bir şey söyleyeyim mi?” diyerek kalabalığa seslenir.
Yer: Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesi Güney beldesidir. Soylu, beldede bir gün sonra yapılacak seçimde, AKP’nin adayına destek için bir miting düzenler.
Kalabalık ne söyleyeceğini merak eder halde beklerken Soylu, gayet utangaç bir halde, ailesine güzel bir haber verme hazırlığında olan bir çocuk edasıyla sorusunu tekrarlar: “Size bir şey söyleyeyim mi?”
Kalabalık iyice sabırsızlanır: “Söyle, söyle!” sesleri beldede yankılanır. Bunun üzerine Soylu, gizemini korur, “Ama başkaları çok çatlayacak, kıskanacak” diye not düşmeyi ihmal etmez ve hemen ardından ağzından bana göre tarihe geçeçek şu sözler dökülür:
“Göreceksiniz temmuz ayından itibaren benim ülkemin ekonomisi öyle bir atağa kalkacak ki, öyle bir sıçrayacak ki, öyle bir büyüyecek ki etrafımızdaki Almanya’sı da Fransa’sı da İngiltere’si de İtalya’sı da ve hele o her şeye burnunu sokan ABD’si de çatlayacak, patlayacak! Hazır mıyız buna?”
Kalabalık, hep bir ağızdan “Evet!” der.
Dolar kuru 8,60, euro kuru ise 10,50‘dir.
Burada bir ara verelim…
Bir içişleri bakanı neden ekonomi ile ilgili böyle iddialı sözler sarf eder sorusunu geçiyorum çünkü Soylu böyle enteresan çıkışları hep yapıyor.
5,5 yıl önce de durduk yere Kılıçdaroğlu’na “Sen bittin Kılıçdaroğlu” demişti. Aynı Kılıçdaroğlu, o açıklamadan 1,5 yıl sonra Soylu’yu ağlatmıştı.
Bakınız: “Süleyman Soylu’nun ‘İBB seçimlerini kaybedince ben ağladım’ açıklaması.”
Neyse konumuza dönelim…
Tarih: 23 Eylül 2021…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla Merkez Bankası 6 ay sonra faiz indirimine gider…
Zaten baş aşağı inişe geçen ekonomi, freni patlayan kamyon misali hareket eder. Sığınmacı krizi ile Rusya-Ukrayna savaşını da ekleyince gerisi malum. Bu yazının yazıldığı anda dolar kuru 18,80, euro ise 20,00 seviyelerinde…
Enflasyon patlar, hayat küçük Anadolu kentlerinde dahi oldukça pahalı hale gelir, hemen hemen her şeye 1, 1,5 yılda yüzde 200’den fazla zam gelir. Ev kiraları ise…
Evet ev kiraları ise insanları kutu kadar yerlere servet ödetecek hale gelir. Kimisi ev sahibinin hışmına uğrar yersiz, yurtsuz kalır.
Tarih: 21 Şubat 2023…
Soylu, peş peşe yaşanan deprem felaketlerinin ardından Hatay’daki Afet Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı açıklamada şunları der:
“Kiraların birden ciddi bir şekilde yükseliyor olması ayrı bir istismar meselesidir. Ayıptır, günahtır, insanların ahı tutar. Bu paranın bir hayrını görmezsiniz. (…) Kiramı 6 bin liradan 10 bin liraya çıkarıyorum diye ortaya koyanlar vicdan sahibi değillerdir.”
1,5 yıl önce “Temmuz ayından itibaren uçacağız” sözleri…
Şimdi ise sözlerinden çıkan anlam işimiz Allah’a kaldı. Mevla’ya havale etmeli “ah tutar” açıklamaları…
Bu süper önlemlerle kiralar kesin düşüşe geçer artık…
Soylu, her ne kadar bu lafları deprem nedeniyle, civar şehirlerdeki artan kira zamları için söylese de bu “orman kanunlarını” hükümet yarattı.
Soylu maalesef, neden Anadolu’da dahi ev kiraları 6 bin lira seviyelerinde diye bile sormaz, soramaz.
Soramaz çünkü bunun müessibi AKP iktidarıdır.
Ben depremin ardından fırsatçılık yapan vicdansızları görmezden geliyor değilim ama 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 1991 yılında yaptığı meşhur “enflasyon” konuşmasını hatırlatmam gerek:
“Türkiye’nin birinci sorunudur enflasyon. Hakikaten bugün, enflasyon dediğiniz halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Esas enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler. Tek kollu canavar derler. Batı enflasyondan fevkalade çekinir.”
Evet…
Enflasyon ahlaksızlığı da artırır. Herkes “kafasına göre” zam yapar çünkü o toplumda “orman kanunları” geçerli olmuştur…
Bugün; oturmuş bir ekonomi, güçlü ve koordineli çalışan bir devlet aygıtı, işleyen bir demokrasi, özgür bir basın olsa idi bugün 1,5 yıl önce söylediklerinizin tersi anlama gelecek sözleri söylemezdiniz.
Hoş.
1,5 yıl önce de bunlar yoktu.